Call of Duty: Black Ops 4 Fragmanı Yayınlandı
Activision ve Treyarch Call of Duty: Black Ops 4 için fragmanını yayınladı. Fragmandan gördüğümüz kadarıyla tanıtım etkinliği 12 Mayıs’ta oyunun piyasaya çıkışı ise 12 Ekim’de gerçekleşecek. Call of Duty serisinin eski ihtişamına dönmesini gitgide zayıflayan bir umutla bekleyen benim gibiler için ise Black Ops serisine çıkacak dördüncü oyun pek bir şey ifade etmiyor.
Infinity Ward’un yeni oyunlarının heyecanla beklendiği, Treyarch’ın oyunlarının ise eh işte şeklinde tepkiler alıp yine de yatırılan yüksek miktarda parayla sahip olduğu yüksek yapım değeriyle bir şekilde oynandığı dönemleri hatırlıyorum. Call of Duty serisini gelmiş geçmiş en çok satılan FPS serisi yapan Vince Zampella ve Jason West stüdyonun yarısını ve Activision’dan yüklü bir miktarda para alıp bağımsızlıklarını ilan ettikten sonra Modern Warfare serisinin üçüncü oyunu beklenen başarıyı yakalayamamıştı. Dramatik anlar olan kısıtlı harekete sahip araçlı sahneler oyunun büyük bir kısmını kaplarken iki dakikada bir kendi kontrolümüzde olmayan sebeplerden dolayı ölüme yaklaşmak tempoyu mahvediyordu.
Modern Warfare 3’te sırt üstü yattığımız süre bir Fransız fahişenin hayatı boyunca sırt üstü geçirdiği zamandan daha fazlaydı.
Aynı zamanda eski oyunlardan yapılan bariz çalıntılar yeni kurulan Sledgehammer’a karşı daha ilk oyundan bir önyargı oluştururken, Activision’ın da kaynaklarını ağırlıklı olarak Treyarch’a aktarmasına sebep olmuştu.
Call of Duty 4: Modern Warfare’in klasik haritası Pipeline’daki depo MW3’e taşınmış. Bir gönderme yapmaktan ziyade sıradan bir anda sadece içinden geçmemiz yeni ortam hazırlamamak için kullandıklarına işaret ediyor. Indie oyunlar için bunu görmezden gelsek de böyle büyük bütçeli bir oyun için kabul edilebilir değildi.
Modern Warfare serisi ilk iki oyunuyla her ne kadar yer yer karakteri kahramanlaştırmaya çalışsa da çok sayıda yerde de savaşın pisliğini gösteriyordu. Black Ops’ta ise buna tanıklık etmek mümkün değildi. Büyük resmi görengiller ve Amerikanya’da Mountain Dew & Doritosçu, steril banliyölerinde ne savaşın ne de siyasetin gerçekliklerine tanıklık eden ekonomik bağımsızlığına sahip olmayan kitleye göre hazırlanmış, ürettiği sahte gerçekliği bütün ciddiyetiyle sunarak Soğuk Savaş propagandacılığını sürdüren ve bunu İlluminati’yle, beyin yıkamayla yapan Black Ops serisinin ilk oyunu dünyada gittikçe artan depolitizasyonla birlikte oldukça popüler bir hale geldi. Hatta Modern Warfare yerine Black Ops serisinin artan popülerliği üzerinden Trump’ın iktidara gelişiyle bir korelasyon kurulabilir fakat henüz o kadar delirmedim.
Modern Warfare 2’de bir savaş suçlusu olarak tanıdığımız General Shepherd’ın benzer bir sahnede bizi oldukça üzecek bir eylemi gerçekleştirirken Castro’yla aynı pozu vermesi ya animasyonlardan kısma amaçlı ya da özdeşleştirme hedefi güdüyor.
Elbette Black Ops serisine olan eleştirim ele aldıkları konulardan değil, Treyarch’ın bu konuları işleme biçimleriyle alakalı. Örneğin Illuminati’nin önemli bir tema olduğu Deus Ex serisine aynı eleştirileri getirmem mümkün değil ya da hemen geçtiğimiz günlerde hikayesini yine Soğuk Savaş propagandası olarak tanımladığım Freedom Fighters’a yeni bir şansı hak eden 32 oyun listemizde yer vermiştim.
Hem ilk oyunlar hem de Treyarch’ın World at War’u da dahil olmak üzere ilk Black Ops’a kadar zevkle oynadığım serinin eski günlerine dönmesi en büyük isteklerimden biri. WWII’nin bunda başarısız olması umutlarımı azaltmış olsa da umut etmeye devam edeceğim.